12 adımda yemek seçmeyen bir çocuğunuz olsun

Yeme problemi olmayan bir çocuğa sahip olmak aslında zor değil. Hamileliğimde okuduğum bir yazıdan öğrenip uyguladığım bu tüyolar bizde çok işe yaradı, umarım size de faydalı olur 🙂

1) Hamilelik ve emzirme döneminde çeşitli ve sağlıklı beslenin

Hamilelikte yediklerimiz bebeğin zevkini etkiler mi?” yazımda hamilelikte yenenlerin bebeğin damak zevkini nasıl etkilediğini gösteren araştırmalardan bahsetmiştim. Dolayısıyla yemek seçmeyen bir bebek yetiştirmenin ilk adımı hamilelikte ve emzirirken çeşitli ve sağlıklı beslenmektir. Örneğin hamileliğinde et yemediği için şimdi çocuğuna da et yediremeyen bir tanıdığım var. Eğer bebeğinizin sebzeleri sevmesini istiyorsanız, hamileliğinizde bol tüketmeyi unutmayın.



2) Püreyi hayatınızdan çıkarmakta gecikmeyin

Dünya Sağlık Örgütü bebeğinizi katı gıdalarla 6 aylıkken tanıştırmanızı tavsiye ediyor. Bebeğiniz ek gıdayla ilk tanışmaya başladığı dönemde ona püre vermeyi tercih edebilirsiniz. Fakat zamanla pürüzsüz püre halindeki mamalardan ezilmiş gıdalara geçmeli, bebeğinizi yavaş yavaş yemeklerin gerçek dokularıyla tanıştırmalısınız. Bunun için 7,5 aylık bir zamanı hedefleyebilirsiniz ve ezilmiş sebzelerden oluşan mamasına haşlanmış bulgur, kinoa gibi tahıllar da ekleyerek kıvam ve doku verebilirsiniz. Bebeğinizin dişleri olmasa bile yumuşak ezilmiş gıdalarla iyi bir şekilde başa çıkacaktır.

Sonrasında da yumuşak parmak gıdalara geçiş yapabilirsiniz. Yaklaşık 7-9 aylıkken bebeğiniz parmaklarıyla kendini beslemekten mutlu olacaktır. Hepsi yumuşak olacak şekilde; haşlanmış patates, havuç, makarna, küp şeklinde kesilmiş yumuşak avokado, peynir gibi gıdalarla başlayabilirsiniz.

 3) Farklı lezzetlerle ayrı ayrı tanıştırın

Bebeğinize püre veya ezilmiş mamalarla tanıştıracağınız zaman, tüm meyve sebzeleri karıştırıp hepsini birden yedirmektense meyvelerin, sebzelerin tatlarını ayrı ayrı tanımasını sağlayın. Etle sebzeleri ya da farklı meyveleri karıştırmanın bir zararı yoktur ama en az bir öğünde bu lezzetleri ayrı ayrı vermeyi amaçlayın. Bebekliklerinde bu lezzetleri ayrı ayrı tanımış bebekler büyüdüklerinde de onları yemeye daha istekli oluyorlar ve her birinin tadını tanıyorlar.

4) Kontrolü onlara verin ve bırakın biraz pasaklı olsunlar

Katı gıda vermeye başladığınızda günde en az bir kere elle yenen gıdalar teklif etmeye çalışın. Tabi, bebek bisküvisi ya da gevrek değil. Avokado ve muz gibi yumuşak çiğ gıdaları verebilirsiniz ya da patates, balkabağı gibi pişmiş ama yumuşak öğünleri verebilirsiniz. Ben sıklıkla olgunlaşmış avokadoyu küp küp kesip veriyorum. Parmaklarını kullanma becerisini avokadoyla geliştirdi diyebilirim 🙂 Tabi bunlar olurken çocuğunuz üstünü başını etrafı biraz pisletecek ama bu da öğrenme sürecinin bir parçası. Çocuğunuz bu öğünlerde parmaklarıyla küçük deneyler yaparken kirlettiği yerleri hemen temizlemek için aceleci olmamaya çalışın. Bırakın biraz pasaklı olsunlar ve serbestçe farklı dokuları lezzetleri keşfetsinler. Farklı dokuları keşfetmeleri büyürken çeşitli dokulardaki gıdalara karşı olan isteksizliğin önüne geçecektir.

Bebekler 12-18 ay civarı olduklarında, kendi beslenmelerini kontrol edebilmek isterler. Bu yaşlarda pek çok bebek yemek yemeyi bırakır ve pek çok anne baba bunu çocuğunun yemek seçen bir bebeğe dönüşmesi olarak algılar. Ancak, bu çocuklar bunu yemek yemeyi istemediğinden değil, besleniyor olmayı istemediğinden yapar. Onlara kendi kendilerini beslemesine izin verirseniz, bebeğinizin bunu öğreneceği sakin bir ortam hazırlamış olursunuz. Hata yapmasına izin verdikçe onun bu işi gittikçe daha iyi yapabildiğini göreceksiniz. Çocuğunuzu yemeğini nasıl yiyeceği konusunda yönlendirmemeye çalışın. Ona “şimdi havuçları yiyebilirsin” gibi önerilerde bulunmakta kaçının. Sadece oturun ve çocuğunuzla gününüzün nasıl geçtiğini konuşun. Eğer yemekle ilgili konuşma ihtiyacı hissederseniz, çocuğunuzun yaptığı şeyleri aktarabilirsiniz. “ne kadar dolu bir kaşıktı o” ya da “galiba patatesleri çok seviyorsun” gibi şeyler söyleyebilirsiniz. Ancak bunları da mümkün olduğunca az yapmaya çalışın. Bırakın neyi hangi sırada yiyeceğine bebeğiniz karar versin.

Bebeğinizin kendi kendini beslemesindeki en önemli şey, onların sağlık yiyecekleri yemesidir. Bunu çatal kaşıkla yapması ya da parmaklarıyla yapmasının bir önemi yok. Neyin önemli olduğunu düşünün ve bu konuda çaba sarfedin. Yemek adabını ve çatal bıçak kullanımını daha sonra öğrenecektir. 18 aylıkken parmaklarıyla yiyor diye düğün yemeğinde de parmaklarıyla yemeyecek merak etmeyin 🙂

5) Yemek yerken TV/Video İzletmeyin

Başta size kolaylık gibi gelebilir ama bebeğinizin yemek yerken video/TV izlemeye alışması, bunlar olmayınca yemek yemeyi tamamen reddetmesi haline gelecektir, hem de belki de ortaokul çağına kadar! Eğer çocuğunuz büyüdüğünde bile önünde TV açıp sizin yedirmeniz gerekmesini istemiyorsanız, bu alışkanlığa hiç başlamayın.

Çocuğunuz 1 yaşından küçükken, çorba gibi kendi yemekte zorlanabileceği bir yemek verirken bazen önüne oyalayıcı oyuncaklar koyabilirsiniz. O oyuncaklarla oynarken, konsantre olup elleriyle bir şeyler yapmaya çalışırken siz ağzına yemeğini verebilirsiniz. Ama özellikle 12-13 ay itibariyle kontrolü ona bırakmalı, oyuncakları kaldırıp kendi kendine yemeye alıştırmalısınız.

6) Süt miktarını iyi ayarlayın

Eğer bebeğinizi emzirmeye devam ediyorsanız, bu önceliklidir. Fakat ona mama, devam sütü veya normal süt veriyorsanız, günlük ihtiyacını yaşına ve kilosuna göre iyi ayarlayın ve bu miktarları aşmayın. Eğer bebeğinizin midesini mama/sütle doldurursanız, vereceğiniz katı gıdalar için iştahlı olmazlar. Onlara yemeklerinden hemen önce süt vermeyin ve eğer yemek yemezlerse öğünlerinin yerine süt vermekten kaçının.

7) Baskı yapmayın

Asla onu zorlamayın, rüşvet vermeyin ve tehdit etmeyin. Bu metotlardan birini yapmaya başladığınızda kendinizi sorunların içinde bulacaksınız. Çocuğunuzun ihtiyacı kadar yiyeceği konusunda ona güvenin. Tabağındaki her şeyi bitirmemesi onun zayıflayacağı, bitkin düşeceği anlamına gelmez. Yeni yürümeye başlayan çocukların öğünleri azalıp artabilir. Bazı haftalar sadece oksijen tüketerek hayatta kaldığını düşünürken bazı haftalarda yetişkin bir sporcu gibi yediğini düşünebilirsiniz. Onun çok fazla yemediği haftalarda da sakin kalabilirseniz, çocuğunuz çeşitli ve sağlıklı beslenmeye devam edecektir.

8) Pozitif dedikodu yöntemini kullanın

Dr. Harvey Karp’ın “Mahallenin En Mutlu Yumurcağı” kitabında bahsettiği bir yöntem bizde çok işe yarıyor. Dr. Karp, çocuğunuzun pozitif davranışlarını körüklemek için bu güzel davranışını dedikodu şeklinde yanında başkalarına söyleyin diyor, mesela “Babası, Ali bugün bütün çorbasını bitirdi biliyor musun?” gibi.

Bu yöntemi nadiren zor durumda kaldığınızda da kullanabilirsiniz, mesela bazen bebek yemeğe isteksizse yanında “Anneannesi, Ali yumurtasını kendi yiyebiliyor biliyor musun?” dediğinizde, çocuğunuzun birden yemeye başladığını görebilirsiniz. Dr. Karp bunu şöyle açıklıyor; çocuklar direk kendilerine söylenen birşeydense yanlarında başkalarına söylenen şeyleri dinlemeye daha açık oluyorlar. Eğer yanınızda başka kimse yoksa, penceredeki bir kuşa bile dedikodu yapabilirsiniz diyor Dr. Karp 🙂

Bu yöntem sırf yemek değil, birçok konuda işe yarıyor. Fakat çocuğunuzun kalıcı olarak doğru yemek alışkanlıkları kazanması için, sık sık bu kaçamak yönteme başvurmaktansa burada bahsedilen tüm maddelere özen göstermekte fayda var.



9) Hep beraber yiyin

Sofraya ailece hep beraber oturmaya çalışın. Ve onunla aynı şeyleri yemeye özen gösterin. Eğer sizin tabağınızdakileri yemek isterse, izin verin yesin. Onunla beraber oturup sağlıklı şeyler yediğinizde onun için çok iyi bir örnek olacaksınız. Bir örnek olarak da ona yemek adabını göstermiş olacaksınız. Eğer çocuklar anne babalarını ve kardeşlerini yemek adabını uygularken izlerlerse, bunu doğal olarak ona öğretilen bir şey olmaktansa yapılması gereken bir şey olarak algılayacaklardır. Aile olarak hep beraber sofraya oturmak, yemek zamanını birleştirici bir sosyal aktiviteye dönüştürecektir.

10) Ona öğünlerini vermeye devam edin

Çocuğunuza gün içinde 3 sağlıklı ana öğün, 2 sağlıklı atıştırma ve su verin. Verdiğiniz ana öğünler çok büyük olmasın, çocuklar kolaylıkla yemekle dolup taşmış olabilir. Bir yetişkinin porsiyonunun 3te1’ini ona teklif edebilirsiniz. Gün içinde verdiğiniz bu öğünler farklı gıdalardan, dokulardan ve şekillerden oluşsun. Ona ekmek arası bir şeyler veriyorsanız her seferinde farklı şekillerde kesmeye çalışın. Önerdiğiniz meyveleri farklı şekillerde vermeye çalışın. Muzu bazen dilimlenmiş bazen de ezilmiş olarak verin. Çocuğunuz bazı yiyecekleri denemekte isteksiz olsa bile ona sıklıkla teklif edin. Yeni bir yiyeceği bir çok kez tabağında görürse, bir süre sonra o tanıdık gelecektir ve yemekte bir sakınca görmeyecektir.

11) Çeşitli bir yemek planı yapın

Bebeğinizin ne yiyeceğine siz karar verin, ne kadar yiyeceğine bırakın o karar versin. Onun mızmız, sürekli yemek seçen bir bebek olmasını istemiyorsanız, öğünlerini hızlı ve çabuk kararlara bırakmayın – çünkü bu sefer kendinizi hep aynı yemekleri yaparken bulabilirsiniz ve çocuğunuz da sıkılabilir. Haftasonundan o hafta ne yemekeler yiyeceğinizi planlayın ve ona göre alışveriş yapın. Sizin karar verip planladığınız yemeği çocuğunuza sunun, ne kadar yemek istediğine kendisi istediği gibi karar verebilir. Bu inatçı ve bencilce bir uygulama olarak görülebilir, ancak eğer çocuğunuz istemediğinde ona başka bir seçenek sunarsanız, onlara “evet sana katılıyorum sana önerdiğim ilk yemek çok iğrenç” mesajı veriyorsunuz demektir. Bu da çocuğunuzun mızmız bir yemek seçici olması için yeterlidir.

12) Yemeği her zaman olumlu mesajlarla bitirin

Çocuğunuz yeteri kadar yemek yediğine karar verdiğinde, yemeği olumlu ve sakin bir mesajla bitirin. Çok fazla yemek yememişse ve daha fazla yemek istemiyorsa, “Bugün çok fazla acıkmadın, değil mi” diyerek masasından indirebilirsiniz. Tabağındaki her şeyi bitirdiğinde ona hala aç olup olmadığını sorarak, seçeceğiniz sağlıklı bir atıştırma teklif edebilirsiniz. Bunu tabağındakileri bitirdiği için bir ödül olarak düşünmeyin. Basitçe çocuğunuzun ihtiyacını karşılamaya çalışıyorsunuz. Çocuğunuz çok fazla yemek yememesine rağmen daha fazla yemek istemediğinde onu masadan indirirseniz, çocuğunuzun açlık hislerine karşı gösterdiğiniz saygıyı ona hissettirmiş olacaksınız, onun vücudunun ihtiyaçlarını, ve ihtiyacı olduğunda yemesi gerektiği konusunda güven vermiş olacaksınız.

Yemek zamanlarında bu rahat ve sakin havayı devam ettirdikçe, onun yemesini, yeni yemekler denemesini olumlu bir deneyime dönüştüreceksiniz. Ve tüm aile için stressiz bir ortam sağlayacaksınız.

Bonus: küçük abi / ablalarla yeme fırsatları yaratın

Çocuklar için yapılacak bir diğer harika şey ise onların küçük arkadaşları ile birlikte yemelerini sağlamaktır. Onlar küçük arkadaşlarından gözlemlediği yemek adabını kolaylıkla alırlar, ve arkadaşlarının yediği yemekleri onlar da denemek isterler. Aynı zamanda onlara harika bir sosyal deneyim yaşatmış olursunuz. Yeme problemi olan çocuklarda mutlaka denenmesi gereken bir yöntem 😉

Yemeklerini güzelce yiyen sağlıklı çocuklar dilerim! 🙂

Kaynaklar:
Mahallenin En Mutlu Yumurcağı, Dr. Harvey Karp
12 Steps to Creating Non-Fussy Eaters http://littleacornstomightyoaks.co.uk/Articles/Non_fussy_eater

Yorum yap

error: İçerik kopya korumalıdır!
/* ]]> */