Bu yazı hamileliğimde okuyup çok sevdiğim bir yazıydı ve çevirisini eşim yaptı. “American Baby” dergisi için pratisyen hemşire Marguerite Lamb tarafından yazılmış. Umarım size de ilham verir…
Mutlu bir çocuk yetiştirmek için çocuğunuza hayatta yaşanan aksiliklerden sonra toparlanma becerisi kazandırın ve başarıları için ortam hazırlayın.
Neler çocuğunuzu mutlu eder?
Hepimiz çocuklarımız için aynı şeyleri isteriz. Onları sevgiyle büyütmek, hayallerinin peşinden gittiğini görmek ve başarıyı yakalamasını görmek isteriz. Ve tüm bunlarla beraber mutlu olmasını isteriz. Ancak çocuklarımızın mutluluğu ne kadar bizim kontrolümüzde? Bir çocuğunuz doğduğundan itibaren daha karamsar olurken diğeri hep neşeli olabiliyor. Birisi yataktan sürekli huysuz bir şekilde kalkarken diğer çocuğunuz gülücüklerle güne başlayabiliyor.
Çocukların mizacı, en azından bir kısmı genetik kodlarından geliyor. Ancak bu onların nihai mutluluğunun henüz doğmadan genetik kodlarıyla belirlendiği anlamına gelmiyor. “İyimser Bir Çocuk Yetiştirmek” kitabının yazarı Dr. Bob Murray, depresyon için genetik bir eğilimin olabildiğini dile getiriyor, ancak genlerin şekillendirilebilir olduğuna ve çevresel faktörlerle bu genlerin ifadelerinin açılıp kapatılabildiğine dikkat çekiyor. Bu konuyla ilgili yapılan bir araştırma mutlu ve iyimser çocukların genetik kodlarından bağımsız olarak mutlu ve iyimser aile ortamlarında yetiştiğini gösteriyor. Çocuğunuzun nihai mutluluğunu artırmak ve onu iyimser bir birey olarak yetiştirmek için nasıl bir ev ortamı oluşturmak gerekiyor? Bunun için çocuğunuzun mutluluk kapasitesini güçlendirecek 7 stratejiden bahsedeceğiz.
1) İlişkinizi güçlü tutun
Çocuğunuzun hayat boyu duygusal olarak güçlü olmasını sağlamanın en kesin yolu onun sizinle, diğer aile üyeleri, akrabaları, arkadaşları, bakıcıları hatta ev hayvanları ile bile güçlü ilişkiler kurmasını sağlamaktır. “Yetişkinlerde mutluluğun çocukluktaki kaynağı” kitabının yazarı çocuk psikiyatristi Dr. Edward Hallowell çocukluktaki güçlü ilişkilerin mutluluğun kaynağı olduğunu ifade ediyor. Aynı zamanda Dr. Hallowell 90.000 genç ile yapılan bir araştırmayı işaret ediyor. Bu araştırmaya göre gençlerin sevme ve sevilme duygusu, anlaşılması, istenmesi, tanınması gibi başkalarıyla kurduğu güçlü ilişkilerin duygusal strese, intihar düşüncesine, sigara, alkol, uyuşturucu gibi riskli ve zararlı davranışlara karşı koruyucu olduğu açığa çıkıyor.
Neyse ki, biz çocuğumuzun ilk ve en önemli ilişkisini Dr. Hallowell’ın da söylediği gibi sağlamlaştırabiliriz. Kulağa biraz fazla duygusal gelse de çocuğunuzla aranızdaki bağı derin bir sevgi, aşk olarak yaşamanız ve bunu çocuğunuza hissettirmeniz gerekiyor. Çocuğunuza her fırsatta sarılın, onun huysuzluklarına empati kurarak karşılık verin, ona hikayeler okuyun, beraber yemek yiyin, beraber gülüp eğlenin. Büyürken de onunla iletişiminizi iyi tutun, bol bol sohbet edin. Size her zaman herşeyi anlatabileceğini hissettirin.
Tüm bunlarla beraber çocuğunuzun başkalarıyla da güçlü bağlar kurmasını sağlayın. Kaliforniya Üniversitesinde yönetici olan toplum bilimci Christine Carter, 50 yıl boyunca yaptığı araştırmalardan insanları kurduğu güçlü ilişkilerin mutluluğunu önemli ölçüde artırdığını söylüyor. Yani güçlü ilişkilerin sadece kalitesi değil, sayısı da çocuğunuzun nihai mutluluğu için önemli.
2) Onlara gerçek ve sevecekleri sorumluluklar verin
Mutluluk büyük ölçüde önemsediğimiz şeylere ve başkaları tarafından değerli görüldüğümüz hissine bağlıdır. Bu his olmazsa, gruptan dışlanma ihtimalinden korkarız. Ve araştırmalar insanoğlunun dışlanmaktan daha fazla korktuğu bir şey olmadığını gösteriyor.
Başka bir deyişle, insanların doğuştan başkaları tarafından ihtiyaç duyulmaya ihtiyaçları vardır. Bu yüzden küçük yaşlardan itibaren çocuğunuza, onun ailenize eşsiz bir katkı yaptığını ne kadar hissettirebilirseniz, onun nihai mutluluğu ve kendini değerli hissetmesi o kadar fazla olacaktır. İki-üç yaşındaki çocukların bile aile içinde belli başlı sorumlulukları olabilir. Evcil bir hayvan besliyorsanız onun mama kabını doldurma sorumluluğunu verebilirsiniz ya da akşam yemeği için masayı hazırlarken peçeteleri koymak çocuğunuzun görevi olabilir. (Yaşlarına göre çocuklara verilebilecek sorumluluklar yazımızdan ona uygun ev işlerini seçebilirsiniz.)
Mümkünse verilecek görevler çocuğunuzun karakterine uygun olması, onun bu görevleri daha istekli yapmasını sağlayabilir. Örnek olarak eğer bir şeyleri düzenlemeyi seven bir çocuğunuz varsa, yemek masasındaki çatal kaşıkların düzenlenmesi onun görevi olabilir, ya da korumacı bir kişiliği varsa siz yemek hazırlarken küçük kardeşine bakma görevi verebilirsiniz. Siz onun aileye yaptığı katkıyı ona hissettirdikçe, çocuğunuzun nihai mutluluğun iki gereksinimi olan ilişki ve güven duyguları daha da güçlenecektir.
3) Beraber şükredin
Mutluluk üzerine yapılan çalışmalar şükran duygusu ile duygusal refah arasında sıkı bir ilişki olduğunu gösteriyor. Kaliforniya üniversitesinde yapılan bir araştırmaya göre şükran günlükleri tutan insanlar hayatta daha olumlu oluyor, hedeflerine doğru daha hızlı ilerliyorlar ve genel olarak hayatları boyunca daha iyi hissediyorlar. Böyle bir günlük tutmak bir çocuk için çok yapılabilir değil ama Christine Carter yemek saatlerinde her aile bireyinin sesli bir şekilde minnettar oldukları şeyleri anlatmasını tavsiye ediyor. Siz de çocuğunuzla beraber yemekte ya da uyumadan önce yatakta dua edip şükredebilirsiniz. Önemli olan nokta bunu bir alışkanlık haline getirmek olacaktır ve alışkanlık haline getirilirse çocuğunuzun nihai mutluluğunu artıracaktır.
4) Çocuğunuzu sürekli mutlu etmeye çalışmayın
Bu kulağa çelişkili ve mantıksız gelse de çocuğunuzun uzun vadedeki mutluluğunu artırmak için onları kısa vadede sürekli mutlu etmeye çalışmayı bırakmalısınız. Çocuğunuzun her istediğini yapmaya gücünüz, imkanınız, vaktiniz olabilir. Ancak bir gün çocuğunuz dünyanın gerçekleri ile tanışacak ve ne yazık ki gerçek dünyada işler aile ortamındaki gibi olmayacak.
Onların üstüne titremekten vazgeçin ve onların mutluluğundan sorumlu olmadığınızı kendinize hatırlatın. Çocukların duygularından kendini sorumlu tutan ebeveynler onların öfke, üzüntü ve hayal kırıklığı gibi duyguları yaşamasına izin vermekte çok büyük zorluk çekiyorlar. Bu anne-babalar çocuklarının yaşadığı herhangi bir olumsuz duyguda hemen ona istediğini veriyor, sorunu çözüyor ve onu eğlendiriyor. Ancak uzmanlar olumsuz duygularla başa çıkmayı öğrenemeyen çocukların ergenliklerinde ve yetişkinliklerinde yaşadıkları sorunlarda duygusal olarak bir yıkım yaşama tehlikesinin olduğunu söylüyor.
Öncelikle sürekli çocuğunuzun mutluluğunu sağlayamayacağınızı kabul etmelisiniz. Onun yaşadığı olumsuzluklarda bir adım geri atın ve onun zorluklarla başa çıkma yeteneklerinin gelişmesine izin verin. Gerçek dünyanın kaçınılmaz sorunlarında, bu duygunun güçlü olması onu daha güçlü yapacaktır.
5) Doğru şeyleri övün
Araştırmaların insanların kendisine olan saygısıyla mutluluklarının arasında bir ilişki olduğunu göstermesi hiç de şaşırtıcı değil. Çocuklarımızın bunlardan birine sahip olmadan diğerine sahip olması çok mümkün değil. Aslında bunu sezgilerimizle biliyoruz ve bu konuda oldukça istekli olabiliyoruz. Çocuğumuz bir şeyler karaladığında onu Picasso ilan ediyoruz, ya da bir gol attığında Messi oluyor, bir artı ikinin sonucunu bildiğinde Einstein ile kıyaslıyoruz. Fakat bu tarz övgüler geri tepebilir.
Bob Murray bu konudaki tehlikeyi şu şekilde açıklıyor. Eğer çocuğunuz sadece çeşit çeşit övgülerinizi duyarsa bir süre sonra sizin desteğinizi ve onayınızı kazanmak için başarmaya ihtiyacı olduğunu düşünecek. Bir süre sonra başaramadığında sizin desteğinizi kaybetmekten korkacak ve sizin bundan sonra onu sevmeyeceğinizi düşünecek. Ayrıca zeka, güzellik, çeviklik, yetenek gibi belirli özelliklere yapılan övgü bir süre sonra çocuğunuzun güvenini sarsabilir. Çünkü, çocuğunuz büyürken ona kendisini bu yüzden değerli olduğunu hissettirdiğiniz bu özellikler çok büyük oranda onun kontrolünde değildir ve gelip geçici olabilir.
Çocuğunuzun güzel olmasıyla ilgili överseniz, büyüdüğünde ya da yaşlandığında güzelliğini kaybettiği zaman nasıl hissedecektir? Kaç tane estetik ameliyatı onu tekrar güzel ve değerli hissettirecek? Bir araştırmaya göre ilginç şekilde genel olarak sürekli zekası övülen çocuklar büyüdüklerinde bu konuda oldukça ürkek oluyor. Eğer başarısız olurlarsa daha az zeki ve değersiz görünmekten çok korkuyorlar.
Bob Murray ebeveynlere bu konuda övgülerini kesmektense onları yönlendirmeleri gerektiğini söylüyor. Sonuçtan ziyade gösterilen çaba övülmeli. Başarının kendisindense başarı yolunda gösterilen yaratıcılık, azim ve çalışma övülmeli. Öğrenme sevgisi aşılanmalı; amaç başarı değil, öğrenmek ve kendini geliştirmek olmalı.
Christine Carter’da bu konuda benzer şeyleri söylüyor. Amaç çocuğunuzun gelişimini teşvik edecek şekilde onun yeteneğinden ziyade çalışmasını ve denemesini övmek olmalı. Genel olarak doğuştan yetenekli olarak övülen ve etiketlenen çocuklar sürekli bir şeyleri ispat etmek zorunda olarak hissediyorlar ve diğer çocuklara göre yapılan aktivitelerden daha az keyif alıyorlar, çünkü eğer başarısız olurlarsa insanlar ne düşünür gibi bir endişeleri oluyor. Carter’da aynı şekilde çocuğunuzun kontrolünde olan şeyler için methiyeler düzülmeli diyor. “Bu konuda çok iyiydin” demektense, “bunu başarmak için çok çalışmış olmalısın” gibi ifadeler tercih edilmelidir.
6) Başarıya ve başarısızlığa izin verin
Tabii ki, çocuğunuzun özgüvenini güçlendirmek istiyorsanız, iltifatlara daha az ve onun yeni yetenekler kazanması için gerekli geniş imkanlar sağlamaya daha fazla odaklanmalısınız. Dr. Hallowell çocukların kendisine olan saygısını övgülerin değil onların kazandıkları ustalıkların oluşturduğunu söylüyor. Neyse ki 4 yaş altı çocuklar bir araya geldiklerinde neredeyse her şey onların ustalık kazanması için bir fırsattır, çünkü her şey onlar için yenidir. Emeklemek, yürümek, kendi kendilerine yemek yemek, giyinmek, lazımlık kullanmak, üç tekerlekli bisiklet sürmek. Buradaki bizim için zor olan şey geride durup onların neleri kendi kendilerine başarabildiğini görmek olacaktır. Dr. Hallowell “ailelerin yaptığı en büyük hata çocukları için çok fazla şey yapmasıdır” diyor.
Onların bir şeylerle mücadelesini, düşmesini izlemek zor olabilir ancak siz onların başarısızlık riskini göze almadıkça onlar bu ustalık kazanma heyecanını asla bilemeyecek. İlk denemede mükemmel olunacak bir yetenek yoktur. Çocuğunuzun ustalık kazanması sürekli pratik yaparak olur. Ve ustalık için gerekli olan bu tekrar eden tecrübeler, onların gelecekteki zorlukların üstesinden iyimserlikle gelebilecekleri hevesi geliştirmelerini sağlar. Bir işin yapılabilmesi için gerekli olan bu heves ve iyimserlik mutlu bir hayatın merkezindeki şeydir.
7) Kendi mutluluğunuzdan vazgeçmeyin
Çocuklarımızın mutluluklarını tamamen kontrol edemeyiz ancak kendi mutluluğumuzdan sorumluyuz. Aile ortamında anne babanın genel ruh hali çok önemlidir, çünkü çocuklar her hareketimizi dikkatle takip eder ve ruh halimizi kolaylıkla anlayıp etkilenebilir. Bob Murray, mutlu anne babaların çok büyük oranda mutlu çocukları varken depresif ailelerin çocuklarının depresyon yaşama ihtimali diğer çocukların iki katı olarak gözlemliyor. Sonuç olarak çocuğunuzun duygusal refahı için yapacağınız en önemli şeylerden biri de kendinizi mutlu etmektir. Eşinizleyken stresle birbirinizi yıpratmak yerine, beraber dinlenmek, rahatlamak, ve en önemlisi romantizm için kendinize fırsatlar yaratın, mesela birbirinize masaj yapın. (Çocuklarımızın erken bir yatma saatinin olması bence bu konu için de önemli) Eşinizle olan ilişkinizi güçlü tutun. Bob Murray aynı zamanda eğer eşlerin sağlıklı güçlü bir bağı varsa sıklıkla çocukların mutluluğunun da bununla orantılı olarak arttığını belirtiyor.
Bu konuda En mutlu ilişkilere sahip çiftlerin 10 alışkanlığı başlıklı yazıya da bir göz atmak isteyebilirsiniz.
Umarım bu tavsiyeler size de ilham verir 🙂
Kaynak:
7 Secrets to Raising a Happy Child
http://www.parents.com/toddlers-preschoolers/development/fear/raising-happy-children/
Yorum yap